Tıbbı ve Aromatik Haberler

Şeker Hastalarına Tatlandırıcı: Şeker Otu (Stevia)

Şeker Hastalarına Tatlandırıcı: <b>Şeker Otu (Stevia)</b>

Türkiye’de çay üretiminin yüzde 60’ını elinde bulunduran ve 70 ülkeye ihracat yapan Çaykur, ana vatanı Güney Amerika ülkeleri olan ve kalori içermemesi nedeniyle ‘sağlıklı tatlandırıcı’ olarak anılan stevia (şeker otu) üretimini yaygınlaştırmayı hedefliyor.

Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, “Günlük 6 bin ton olan çay işleme kapasitemizi, 9 bine çıkardık. Bir iki yıl içinde de 10 bin tona çıkarmak için uğraşıyoruz” dedi.

Sütlüoğlu, ürün yelpazelerini de sürekli geliştirdiklerini, soğuk çay gibi katma değeri yüksek yeni ürünleri önce iç piyasaya sonra da dış piyasaya sunduklarını dile getirdi. Sütlüoğlu, son 3 yılda iç pazarın her yıl yüzde 50 büyüdüğünü, 70 ülkeye de  ihracat yaptıklarını ifade etti.

Sağlıklı ürünler

Hedeflerinin bütün dünya ülkelerine ihracat yapmak olduğunu anlatan Sütlüoğlu, daha sağlıklı ürünlerle büyümeye devam edeceklerini söyledi. Sütlüoğlu, bu ürünler arasında meyve ve bitki karışımı çayların yanısıra ‘sağlıklı tatlandırıcı’ olarak anılan şeker otu (stevia) bitkisinin yer aldığını bildirdi. Sütlüoğlu, şunları kaydetti:

“Stevia üretimini yaygınlaştıracağız. Stevianın ana vatanı Güney Amerika’dır. Şekerden 300-400 kat daha tatlı olmasına rağmen kalorisi olmayan çok sağlıklı bir bitki. Yani hem tatlıdan vazgeçmiyorsunuz hem de zararlı şeyleri bünyenize almıyorsunuz. Şeker otu ile ilgili çalışmaları araştırma bahçelerimizde yürütüyoruz. Bir dönüm tarladan 4 ton şeker otu alınıyor. Şu an henüz piyasası oluşmadı. 4 yıldır bu ürünün deneme ekimlerini yapıyoruz. Biz şu an tarlada bitkinin davranışlarını gözlemliyoruz, ama çayın iki katından fazla ürün elde edebiliyoruz. Bir dönüm tarladan bir buçuk ton çay elde edilirken, bu bitkiden 4 ton ürün elde ediliyor. Çayla fiyatı aynı olsa bile yine çaya göre iki kat daha ürün elde ediliyor.”

2014 yılında Akdeniz Üniversitesi’nde gerçekleşen Stevia Konferansı’nda Prof. Dr. Kenan Turgut sunumu hakkında Kübra Demirkol’un makalesi;

Ülkemizde kullanımına çok yakın bir dönemde Türk Gıda Kodeksince de izin verilen, şeker pancarından elde edilen şekerin yerini almada önemli bir aday olan stevia rebaudiana (stevia) yani şeker otu, içerdiği sakarozun sıfır kalorili ve de doğal olması sebebiyle şeker hastalarının şimdi kullandığı yapay tatlandırıcılara önemli bir alternatif teşkil etmektedir. Evet, stevia doğal bir sakaroz kaynağıdır. Ama onu bir şeker pancarından ayıran en önemli özelliği ise kalorisinin sıfır olmasıdır. Vücut tarafından tatlılık algılansa bile emilim gerçekleşmiyor yani vücuda bir şeker yüklemesi yapılmamış oluyor. Şimdiye kadar yapılan araştırmalarda steviadan elde edilen tatlandırıcının vücutta belirgin bir yan etkisi olmadığı da vurgulanan bir diğer nokta.

Stevia’nın diğer özelliklerine bakacak olursak şöyle sıralayabiliriz:

  • Antihiperglisemiktir.
  • Non-toksiktir ve bağımlılık yapmaz.
  • Gıdalarda vs. tatlandırıcı olarak kullanıldığında ısı, ph ve ışığa karşı dayanıklı olduğundan bir tür bozulmaya yol açmaz.
  • Az miktarda bile çok güçlü bir tatlandırıcı etkisi vardır, öyle ki kuru yaprağı normal şekerden 20-30 kat, bitkinin ekstre edilerek hazırlanmış hali 250-300 kat daha fazla tatlılık hissi verir.
  • Bitkinin tatlandırıcı etkisi yapraklarından elde edilen steviol glikozitlerden kaynaklanır. Bu glikozitlerin yapraklarda ki oranı %12-18 civarındadır.
  • Ayrıca steviol glikozitlerin kan şekeri düzenleyici etkiye sahip olduğu kabul edilmektedir. İnsülin duyarlılığını ve salınımını arttırıcı etkisinin olduğunu gösteren bazı araştırmaların varlığı stevianın diyabet tedavisinde kullanılmasını destekler niteliktedir.
  • Kalorisinin sıfır olması sebebiyle şeker hastalığının yanı sıra kalp hastalığı, obezite gibi hastalıklarda da kullanılabilineceği ifade ediliyor.
  • Ayrıca diyet ürünlerinde de kullanılabilecek doğal bir alternatiftir.

Ana vatanı Arjantin, Paraguay gibi Güney Amerika ülkeleridir ve buralarda yaklaşık olarak 2000-3000 yıldır yetiştirilip, gıda olarak da kullanılmaktadır. Ayrıca Japonya’da da yaklaşık olarak 40 yıldır bu bitkinin üretimi yapılıp kullanılıyor. Çin, Hindistan, Güney Kore ise bu bitkinin yetişme alanı olan diğer ülkeler.

Gıdalarda tatlandırıcı olarak kullanımına bakacak olursak;

ABD 2008 yılından itibaren steviol glikozitlerinin tatlandırıcı olarak kullanımına izin vermiştir. Bu konuda AB ise 11 Kasım 2011 tarihinden itibaren steviol glikozitlerin gıdalarda tatlandırıcı olarak kullanılmasına izin vermiştir ve hatta bu tatlandırıcıya E960 kodunu vermiştir.

Ülkemizde ise stevia bitkisi ilk olarak 2009 yılında Akdeniz Üniversitesi kampüsünün bahçesinde üretilmeye ve araştırılmaya başlanmıştır. 2012 yılında ise Burhaniye, Söke ve Turgutlu mevkilerinde üretim denemelerine başlanmıştır.

Ve 30.06.2013 tarihli resmi gazetede yayınlanan Türk Gıda Kodeksi Katkı Maddeleri Yönetmeliği’ne göre de steviol glikozitlerin (E960) Türkiye’de tatlandırıcı olarak kullanımına izin verilmiştir.

Henüz için bizim ülkemizde olmasa bile dış ülkelerde çeşitli markaların bu tatlandırıcı kullanılarak hazırlanmış gıdaları bulunmaktadır. Stevia bitkisi özellikle ülkemizin batı ve güney kesimlerindeki tarım üreticilerinin de gözdesi olacak gibi çünkü bitki yerini bulunca hem kolayca üretiliyor hem de çok ürün verebiliyor. Zaten tatlandırıcının kullanımına resmi kurumlarca da izin verildiği için üretilip, kullanılması bundan sonra çok daha kolay olacaktır elbet. Fakat bitkinin şimdilik hiçbir zararlı etkisi olmadığı söylense de gıdaların içindeki diğer katkı maddeleriyle veya vücuda alındığında hangi insanda ne tür etkileşimler içine girebileceği hakkında hala şüpheli yaklaşımlar da mevcuttur.

Yaptığım araştırma esnasında karşılaştığım bilgilerden biri de şuydu: ’…Şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kabızlık, depresyon ve asabiyete karşı olumlu etkileri bulunur. Mide ve barsak florasını, asit-alkali dengesini korur. Fakat bununla birlikte stevia bitkisinin aşırı kullanımının özellikle erkeklerde sperm üretimini azaltarak kısırlığa neden olduğuna dair araştırmalar da vardır. Paraguay’da bu bitki doğum kontrolü sağlamak için de kullanılıyordu…’ Tabi bunun yanı sıra yaklaşık 40 yıldır bu bitkinin üretilip kullanıldığı Japonya’da ise böyle bir şeyin vuku bulmadığı da diğer bilginin ardından mevcuttur.

Bitkiler biz insanoğluna her ne kadar doğal oldukları için daha cazip gelse de her zaman tedbirli olmalı ve ‘her şeyin fazlası zarar’ prensibini de unutmamalıyız. Gündemde oldukça taze bir konu olan ve çeşitli yerlerde üzerine konferanslar düzenlenen bir bitki olan Stevia yani şeker otu ile ilgili çalışmaların başarılı olması ve faydalarının kanıtlanmış olarak kullanıma geçmesi ise elbette birçok kesim için faydalı olacaktır. Ve tabi ki bu konuda kafalarda bulunan şüphelerin giderilmesi de yine başka değil, bilim insanlarına düşüyor. Bakalım önümüzdeki günler bizlere daha neler gösterecek…

Kaynak: AA, iupsa.com