Tıbbı ve Aromatik Makaleler

Salep Orkidelerinin Kültüre Alınma Çalışmaları

Salep Orkidelerinin Kültüre Alınma Çalışmaları

Salep türlerinin birçoğunun yok olma tehdit veya tehlikesi altında olduğu bilinmektedir.

SALEP ORKİDELERİNİN KÜLTÜRE ALINMA ÇALIŞMALARI

1.  GİRİŞ

Orchidaceae familyası içinde yer alan orkidelerde yaklaşık olarak 500’ün üzerinde cins ve 25.000’in üzerinde tür bulunmakta, alt tür, varyete ve hibritlerle beraber takson sayısı 30.000’e ulaşmaktadır. Orkideler dünyanın her yerine yayılmış ve tropik iklimden ılıman iklime, bataklıklardan kayalıklara kadar her türlü iklim ve toprak şartlarına adapte olmuşlardır. Türkiye’de 24 cinse ait, son yıllarda tespit edilen türlerle birlikte 150’den fazla orkide türü yayılış göstermektedir. Bu türlerin en az %13’ünün endemik olduğu bilinmektedir (Sezik, 1984; Kreutz, 2002; Tekinşen, 2006).

En çok türe Akdeniz ve Ege Bölgelerinde, özellikle Muğla, Antalya ve Aydın illerinde rastlanmaktadır. Ege Bölgesi’nde yürütülen bir çalışmada Orchidaceae familyasından; Orchisitalica Poiret, Orchis anatolica boiss., Orchis sancta L., Orchis papilionacea L., Orchis laxiflora Lam., Orchis mascula (L.) L. ssp. Pinetorum (boiss. et Kotschy), Orchis morio L., Ophrys mammosa Desf., Ophrys reinholdii Fleischm. ssp. reinholdii, Ophrys lutea Cav. ssp. minor O. et E. Danesh., Ophrys halosericea (Burm. Fl.) Greuter., Ophrys bornmuelleri M. Schultze, Ophrys ferrum-eguinum Desf., Ophrys umbilicata Desfssp. umbilicata, Ophrys fusca Link., Ophrys speculum Link., Dactylorhiza romana (Seb) Soo., Serapias vomeracea Briq., Serapias vomeracea (Burm.fil.) Briq. ssp. laxiflora (Soo) Gölz et Rein., Aceras anropophorum (L.) R.Br., Anacamptis pyramidalis L. türlerinin yayılış gösterdiği belirlenmiştir (Önal, 1999).

Salep türlerinin birçoğunun yok olma tehdit veya tehlikesi altında olduğu bilinmektedir. Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı’nda Orchidaceae familyasına ait Ophry xisaura Renz et Taub., Ophry slycia Renz & Taub. Ve Serapias parviflora Parl. Türlerinin oldukça yüksek risk altında olduğu belirtilmiştir. Bu türlerin yakın bir gelecekte yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan türler kategorisinde (EN) yer aldığı vurgulanmaktadır. Bu familyada yer alan 14 takson az tehdit altında (LR), 10 takson ise zarar görebilir (VU) grubunda yer almıştır (Ekim ve ark., 2000).

Salep Türkiye, Irak, Suriye ve İran’da, az miktarda da Fransa ve Yunanistan’da elde edilmektedir (Baytop, 1999). Son yıllarda Irak ve İran’da artan miktarlarda söküldüğü bilinmektedir (Kreutz, 2002). Salep, yumrulu orkidelerden elde edilmektedir ancak tüm yumrulu cinsler salep elde etmek için uygun değildir. Orchis, Anacamptis, Ophrys, Serapias, Himantoglossum, Barlia gibi ovoid yumrulu olanlarla Dactylorhiza gibi parçalı yumruya sahip orkidelerin farklıtaksonları salep elde edilmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Platanthera türlerinden bazı bölgelerde salep elde edildiğiancak bu türün çok az kullanıldığı görülmektedir (Sezik, 1984).

Yumrulu salep türlerinde iki adet yumru bulunmakta ve bunlardan bir tanesi yeni oluşup şişerken, bir önceki yıl oluşan yumru buruşup, küçülmektedir. Salep yapımında bu yeni oluşan yumru kullanılmaktadır. Ülkemizde Orchidaceae familyasına ait 8 cinse ait yaklaşık 35 takson salep elde edilmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır (Oğuz ve ark., 2005).

Orchis coriphora L. ve Orchis sancta L. salep için en başta tercih edilen türlerdir. Bunların dışında en yaygın olan Anacamptis pyramidalis L., Serapias bergonii E.G. Camus, Serapias orientalis (Greuter) H. Baumann & Künkele ve Spiranthes spiralis (L.) Chevall.’ in yumruları salep için toplanmaktadır. Aydın ve Muğla illerinde en çok Serapias türleri toplanırken, Antalya çevresinde daha çok Orchissancta toplanmaktadır (Kreutz, 2002).

Salebin toplanması ve ihracatı yasak olmasına rağmen işlenmiş farklı formlarda yurt dışına ihracat devam etmektedir. Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre Türkiye’den 1992 yılında 75.100 kg ihracat gerçekleşmiştir (Kasparek ve Grimm, 1999). Türkiye’de yılda yaklaşık 45 ton salep üretildiği tahmin edilmektedir. Kurutulmuş bir yumrunun ağırlığı 0.25g-1.00g arasında değişmektedir. Böylece Türkiye’de yıllık sökülen orkide miktarının 45–180 milyon arasında değiştiği tahmin edilmektedir (Kreutz, 2002).

Kültüre alma çalışmaları daha çok doku kültürlerinde devam etmekte olup, henüz pratiğe aktarılacak başarılı sonuçlar elde edilememiştir (Sezik, 2007). Ege ve Akdeniz Bölgesi salep türlerinde embriyo ve meristem kültürüyle yapılan çalışmalarda bazı türlerde In-vitro şartlarda küçük bitkiler elde edilmiş, ancak bunların dış ortama adaptasyonlarında başarı sağlanamamıştır (Gönülşen ve ark., 1996; Çağlayan ve ark., 1998; Önal, 1999). Diğer taraftan, doku kültürü ile yapılan çalışmalarda üretimlerin ekonomik değerlendirmesive maliyet hesabı yapılmamıştır (Sezik, 2007).

Habitatlarının kaybolması nedeniyle Avrupa ülkelerinde de orkide populasyonlarının giderek azaldığı bilinmektedir (Tamer ve ark., 2005). Salep türleri üzerinde bulunan tehdit bu türlerin korunması için gerekli tedbirlerin alınmasını gerektirmektedir, Alınacak tedbirlerin başında da üretim tekniklerinin geliştirilerek bu türlerin kültürünün yapılması gelmektedir. (Sezik, 1984; Özhatay ve ark., 1997; Sezik, 2007).

Salep ülkemiz için önemli bir üründür. Ülkemizde salep elde etmek amacıyla her yıl milyonlarla ifade edilen orkide yumrusu doğadan toplanmaktadır. Toplanan türlerin bir kısmı, tehlike altında, nadir veya endemik türler olup, korunması gerekmektedir. Salep orkidelerini kültüre almak amacıyla çok sayıda araştırma yürütülmüştür. Bu çalışmalar çoğunlukla in-vitro şartlarda çoğaltım çalışmalarını içermektedir. Salep üretimin neredeyse tamamının doğadan toplanan yumrulardan karşılanması nedeniyle salep orkidelerinde yok olma tehdit ve tehlikesi her geçen gün daha ciddi boyutlara ulaşmaktadır.

Ülkemizde kullanılan salebin tamamı doğadan sökülen yumrulardan sağlanmaktadır. Doğada her sene sadece bir yeni yumru meydana getiren salepte sökümler devam ettikçe bitkilerin neslini devam ettirmesi olanaksızdır. Bu nedenle her yıl bu türlerin sayısı giderek azalmaktadır.

Yapılan çalışmalar neticesinde salebin tarla şartlarında üretimi olumlu sonuç vermiştir. Bu türlerin ortak özelliği iki veya daha fazla sayıda yumru vermeleridir. Her geçen gün daha fazla insanın ilgisini çeken bu üründe üretimin devamlı olabilmesi için yumru sayısı ve iriliğinin ve buna bağlı olarak yumru veriminin fazla olması zorunludur. Salep tarımında yumru verimi konusunda elde edilen olumlu sonuçlar bu bitkinin tarla tarımının gelişmesi açısından olumlu sonuçlar doğurmaktadır.

Bu çalışmada bazı salep türlerinin tarla koşullarında yetiştiriciliği araştırılmış ve iki türün (Orchis sancta L., Serapias vomeracea (Burm. Fil.) Briq) fazla sayıda yumru oluşturmaları nedeniyle üretim için uygun bulunmuştur. Bu çalışmada bazı salep türlerinde var olan, bir vejetasyon dönemi içerisinde iki veya daha fazla yumru verme özelliğinden faydalanarak, tarla koşullarında salep yetiştiriciliğinin temel prensipleri belirlenmiştir.

2.  MATERYAL VE METOT

İlk olarak, doğada yapılan incelemelerde bazı bitkilerin tek tek bulunurken bazılarının 5-10, hatta 40-50’lik gruplar halinde bulundukları gözlenmiştir. Bu bitkiler yakından incelendiğinde bazılarının 1 yerine 2 adet yeni yumru oluşturduğu tespit edilmiştir. Bu bitkiler besin maddeleri ve organik maddece zengin fide toprağı olarak nitelendirilen ortamlara dikildiklerinde 2-3, hatta bazılarında 4-5 yeni yumru meydana getirdikleri tespit edilmiştir. Ön çalışmalar İzmir’in Urla ilçesinden toplanan 500 kadar Orchis sancta, Orchis morio ve Serapias vomeracea yumrusu ile yapılmıştır.

Daha sonraki çalışma materyali, Ege Bölgesinde yapılan survey ve toplama programlarından toplanan 19 türden, 3000 adet bitki ve bunlara ait yumrularından meydana gelmiştir. Çalışmada kullanılacak bitkilerin doğadan toplanması için Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü “Doğal Çiçek Soğanı Teknik Komitesi” nden izin alınmıştır.

Survey ve Bitki Toplama

Çalışma başladığında salep toplanan yöreler, toplanan türler, yöre saleplerinin kalite özellikleri konusunda bilgi toplamak üzere Türkiye salep ticaretinin önemli bir bölümünün gerçekleştiği Burdur’un Bucak İlçesine gidilip, salep ticareti yapan esnaflardan bilgi toplanmıştır. Saha çalışması sırasında da bilgi toplama faaliyetlerine devam edilerek salep toplanan hedef bölgeler belirlenmiştir.

Salep toplanan bölgeler belirlendikten sonra, 2 yıl içinde doğadan toplam 3000 adet bitki ve yumru toplanmıştır. Nisan ayı içinde gerçekleştirilen programlarda toplanan bitkiler Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü’ne getirildikten sonra fide yastıklarına dikilmiş, solmaya yüz tuttukları mayıs ayında sökülerek yumruları alınmıştır. Taze yumrular su ile yıkanarak topraklarından arındırılmış, 10 gün gölge ve havadar bir ortamda soldurulmuştur. Daha sonra iklimlendirme olmayan depo koşullarında yaz boyunca depolanmıştır. Eylül ayında depodan çıkarılarak fide yastıklarına dikilmişlerdir.

Depolama ve Agronomi Çalışmaları

Depolanan yumrular ile çalışmanın ikinci yılından itibaren depolama ve agronomi çalışmaları yürütülmüştür. Bütün çalışmalarda ortaya konulan üretim modeli gereği dikimde kullanılan kadar yaş salep yumrusu bir sonraki yılın üretiminde kullanılmak üzere ayrılmış, verimler geri kalan miktar üzerinden hesaplanmıştır.

Depolama çalışmasında, yumruların yaz boyunca canlılıklarını ve sürme kabiliyetlerini korumak amacıyla ortam olarak toprak, torf, talaş, kağıt, zarf ve kavanoz kullanılmıştır. Bir diğer çalışmada ise Orchis anatolica, Orchis sancta ve Serapias vomeraceae türlerine ait yumrularda ortam sıcaklığı olarak 0°C, 5°C, 10°C ve hiçbir sıcaklık uygulamasının yapılmadığı kontrol grubu birbiriyle kıyaslanmıştır.

Serapias vomeraceae türünde gerçekleştirilen çalışmada yumrular dikimden önce 10, 20, 30, 100, 200, 300, 1000, 2000, 3000 mg.L-1 konsantrasyonunda IBA ve GA3’e daldırılmış, gelişmeleri ve yumru verimleri muamelesiz grupla karşılaştırılmıştır. Daha sonra Serapias vomeracea’ da en uygun dikim sıklığını, yumru büyüklüğünün verime etkisini ve en uygun hasat zamanını belirlemek amacıyla toplam 1100 yumru ile bir çalışma yapılmıştır.

Yabancı Ot Mücadelesi Çalışmalar

Serapias vomeracea’ da türünde, 350 yumru ile farklı yabancı ot ilaçlarının salepte kullanım imkanını inceleyen bir çalışma yapılmıştır. Farklı bitkilerde kullanılan bazı seçici herbisitlerin hangi yabancı otları ne oranda kontrol ettiği ve salepte gelişme ve yumru verimi üzerine olan etkisi belirlenmiştir. Çalışmada kullanılan herbisitlerin etkili maddeleri ve dozları aşağıdaki gibidir.

Tablo 1. Kullanılan Etken Madde ve Dozları

Etken Madde Doz
Lenacil 100 g/da
Bentazon 200 cc/da
Acetochlor 200 ml/da
Aclonifen 150 ml/da
Pendimethalin 500 ml/da
Trifluralin 200 ml/da

Ticari Üretim Materyali Çoğaltım Çalışmaları

İlk çalışmaların olumlu gitmesi sonucunda çok daha fazla sayıda bitki ile çalışarak kısa zamanda üreticilere salep üretim materyali temin etmek hedeflenmiştir. Bu noktada özel sektörün desteği ile özellikle Orchis sancta ve Serapias vomeracea türlerinin yoğun olduğu yerlerden vatandaşların doğadan topladıkları taze salep yumrularından yaklaşık 1300 kg yumru satın alınmış, depolanmış ve tarlaya dikilmiştir. Bu bitkiler hasat döneminde sökülmeyip yaz boyunca toprakta bırakılmışlardır.

In Vivo ve In Situ Koşullarda Tohumdan Üretim Çalışmaları

Yürütülen bir diğer çalışma ise in-vivo ve in-situ şartlarda tohumdan üretimle ilgilidir. Bu şartlarda, tohumdan meydana gelen bitkilerin ne kadar süre sonra hasat edilebilecek büyüklüğe ulaştıkları, en uygun hasat zamanı, en uygun tohum yatağı, türlerin çimlenme oranları gibi konularda gözlem ve denemeleryapılmıştır. Bu amaçla Enstitü arazisi içinde bulunan saleplerin doğal habitatlarına benzer maki ve frigana habitatlarına buralarda doğal olarak bulunmayan türlerin yumruları dikilmiş, gelişen bitkilerin etrafa tohum saçmalarına müsaade edilmiştir.

Tohum  dökümünü  müteakip  yıllarda  ana  bitkilerin yakınlarında yeni bitki çıkışları olup olmadığı, çıkan bitkilerin yıldan yıla gelişimleri izlenmiştir. Bazı alanlara da sadece tohum ekilmiş olup, benzer gözlemler buralarda da yapılmıştır. Diğer yandan tarla şartlarında da farklı türlerin tohumları farklı zamanlarda ekilerek çıkışlar kontrol edilmiştir.

3.  BULGULAR VE TARTIŞMA

Survey ve Bitki Toplama

İlk faaliyet olarak gerçekleştirilen bilgi toplama sonucunda Ege Bölgesi’nde en çok salep toplanan Aydın ve Muğla illerine aitilçeler tespit edilmiştir. Bunu İzmir ve Manisa illeri takip etmiştir. En fazla toplanan türler ise Orchis sancta, Serapias vomeracea ve Orchis italica olup, bu türleri Dactylorhiza romana, Orchis provincialis, Anacamptis pyramidalis, Orchis morio, Barlia robertiana ve Orchis coriophora takip etmektedir. Diğer türlerin toplaması yok denecek kadar azdır.

Toplamalar şubat ayının sonunda başlayıp, haziran ortasına kadar devam etmekle birlikte en fazla toplama nisan sonu ve mayıs başında yapılmaktadır. Çalışmanın başlangıcında doğadan toplanan türler ve bunlara ait yumru sayıları tablo 2.’de verilmiştir.

Tablo 2. Ege Bölgesinin Muhtelif Yerlerinden Toplanan Salep Türleri ve Sayıları

Tür Toplanan yumru (Adet)
Aceras antropophorum L. 31
Anacamptis pyramidalis L. 105
Barlia robertiana (Loisel.) Greuter 36
Comperia comperiana (Steven) Ascherson 7
Dactylorhiza romana (Seb) Soo. 68
Hymantoglossum afine Boiss. Schlechter 4
Neotine amaculata (Desf.) Stearn. 15
Ophrys sps. 213
Orchisan atolica Boiss. 57
Orchis coriophor aL. 10
Orchis italica Poiret. 19
Orchis mascula L. 20
Orchis morio L. 25
Orchis papillionacea L. 35
Orchis provincialis Balbıs Ex Dc. 9
Orchis simia Lam. 3
Orchis sancta L. 510
Serapias cordigera L. 35
Serapias vomeracea Burm. Fil. 1798
TOPLAM 3000

Depolama ve Agronomi Çalışmaları

Gerçekleştirilen ilk depolama denemesinde Serapias vomeracea, Orchis sancta ve Orchis morio türlerinde oda koşullarında kağıt zarf, kavanoz ve saksı içindeki torfta katlanan yumrularla buzdolabında naylon torba içinde katlanan salep yumrularındaki kayıplar adet olarak izlenmiştir. Torfta katlananlarda %47.8 oranında bir kayıp meydana gelirken diğerlerindeki kayıp %3’ün altında gerçekleşmiştir (Şekil 1). Türler arasında belirgin bir fark görülmemiştir.

Farklı Ortamlarda Saklanan Salep Yumrularında Meydana Gelen Depolama Kayıpları (% Adet)

Şekil 1. Farklı Ortamlarda Saklanan Salep Yumrularında Meydana Gelen Depolama Kayıpları (% Adet)

En uygun depolama sıcaklığını tespit etmek üzere kurulan bir diğer çalışmada üç farklı sıcaklıktaki ortamla oda koşulları ile karşılaştırılmıştır. Denemede Orchis sancta, Orchis anatolica ve Serapias vomeracea olmak üzere üç tür kullanılmıştır. Çalışmada yer alan türlerin depolama sıcaklıklarına tepkileri arasında anlamlı bir fark oluşmamıştır. Hiçbir ortamda ve türde kayda değer bir yumru kaybı meydana gelmezken en fazla ağırlık kaybı ve sürgün uzaması 5 oC’ de meydana gelmiştir (Şekil 2). 0 oC’ de depolananlarda ciddi bir sürme kaybı yaşanırken 10 oC ile kontrol uygulama arasında önemli bir fark görülmemiştir. Salep yumruları herhangi bir iklimlendirmenin yapılmadığı depo koşullarında yaz boyunca başarıyla saklanabilmektedir.

Farklı Sıcaklıklarda Depolanan Salep Yumrularında % Ağırlık Kayıpları

Şekil 2. Farklı Sıcaklıklarda Depolanan Salep Yumrularında % Ağırlık Kayıpları

Bitki büyüme düzenleyicilerin etkisini incelemek üzere yapılan çalışmada ise GA3’ün kardeşlenme ve bitki sağlığına olumsuz etkisi gözlenirken IBA’ nın kayda değer bir katkısı olmamıştır (Şekil 3).

Dikim Öncesi Uygulanan Bitki Büyüme Düzenleyicilerin Yumru Verimine Etkisi

Şekil 3. Dikim Öncesi Uygulanan Bitki Büyüme Düzenleyicilerin Yumru Verimine Etkisi

Üzerinde çalışma yürütülen türlerden Serapias vomeracea’ da hasat zamanı ile ilgili olarak yapılan çalışmanın sonuçları incelendiğinde hasat için nisan sonunun diğer hasat zamanlarına göre daha uygun olduğu görülmektedir (Şekil 4).

Serapias vomeracea’ da Hasat Zamanının Verime Etkileri

Şekil 4. Serapias vomeracea’ da Hasat Zamanının Verime Etkileri

Daha kapsamlı olarak yapılan bir diğer hasat zamanı çalışmasında ise hem dekara kuru salep verimi, hem de hasat edilen bitkilerin tekrar dikilmesiyle gelecek vejetasyonda elde edilen bitki sayısı beraber düşünüldüğünde en uygun zamanın nisan ayının sonu olduğu belirlenmiştir (Şekil 5). Ancak yıllara göre fenolojik farklılıkların yaşanması ve iklimsel değişiklikler mutlaka hesaba katılmalıdır.Uzun yılları kapsayan çalışmalar değerlendirildiğinde, salepte iklimsel değişimlere bağlı olarak sonbaharda uyanma ve ilkbaharda yumru oluşturma ve generatif döneme geçme açısından değişim gösterdiği gözlenmiştir. Yıllar içerisinde, özellikle sıcaklık artışı ile birlikte sonbaharda yumruların daha geç uyandığı, buna bağlı olarak vejetasyonun geç başladığı görülmektedir. Bu durum yumruların geç oluşmasına ve hasat zamanının gecikmesine neden olmaktadır. Bir diğer önemli nokta ise sonbahar yağmurlarının gecikmesi nedeniyle sulamanın daha uzun bir süre devam etmesidir. Aynı şekilde ilkbahar yağmurlarının gecikmesi de sulama süresine etki etmektedir.

İki Farklı Salep Türünde Hasat Zamanının Verime Ve Tekrar Yumru Vermeye Etkileri

Şekil 5. İki Farklı Salep Türünde Hasat Zamanının Verime Ve Tekrar Yumru Vermeye Etkileri

Yapılan çalışmalarda elde edilen bir diğer sonuç ise en uygun bitki sıklığının 60 bitki/ m2 olduğudur (Şekil 6).

Salepte Bitki Sıklığının Verime Etkisi

Şekil 6. Salepte Bitki Sıklığının Verime Etkisi

Diğer bir çalışmada, yumru büyüklüğünün kuru salep verimi, yumru sayısı ve yumru ağırlığındaki artışa etkisi belirlenmiştir. Birim ağırlıktaki yumru sayısı arttıkça, bir başka deyişle üretimde kullanılan yumrular küçüldükçe verimde önemli bir değişiklik olmazken sayı artışı azalmakta, ancak % ağırlık artışı artmaktadır (Şekil 7). Bu durumda saleplik üretim için küçük, damızlık üretim için ise büyük boy yumruların kullanılması daha uygundur.

Serapias vomeracea’ da Yumru Büyüklüğünün Verime Etkisi.

Şekil 7. Serapias vomeracea’ da Yumru Büyüklüğünün Verime Etkisi.

Farklı bitkilerde kullanılan bazı seçici herbisitlerin hangi yabancı otları ne oranda kontrol ettiği, salep bitkilerinde ise gelişmeyi ve verimi ne kadar etkilediği belirlenmiş olup, hem yabancı ot kontrolü, hem de salep bitkilerine zarar vermemesi bakımından en uygun etkili maddenin “Pendimethalin” olduğu tespit edilmiştir (Şekil 8., Tablo 2)

Farklı Etkili Maddelerin Salepteki yabancı Otlara Etkisi

Şekil 8. Farklı Etkili Maddelerin Salepteki yabancı Otlara Etkisi

Tablo 3. Yabancı Ot İlaçlarının Salep Bitkilerinin Gelişimine Etkisi

Etken Maddeler  

Ortalama Yumru sayısı (adet/bitki)

 

Ortalama Yumru Ağırlığı (g/adet)

Bitki başına verim

(g)

Pendimethalin 2,2 5,2 11,7
Lenacil 2,3 4,9 11,3
Trifluralin 2,2 4,8 10,4
Kontrol 2,1 4,9 10,4
Bentazon 2,1 3,2 6,8
Acetochlor 1,7 3,1 5,3
Aclonifen 1,6 2,3 3,6

 

Kitlesel Üretim

Diğer yandan Aydın ve Muğla illerinin farklı yerlerinde salep elde etmek üzere doğadan toplanmış saleplerden 1300 kg yaş salep yumrusu satın alınmıştır (Şekil 9). Bu yumrularla tarla şartlarında kurulan yaklaşık 4 dekarlık plantasyonda 150000 civarında bitki yetiştirilmiştir (Şekil 10). Bu bitkilerin yaklaşık olarak %60’ ı O. sancta, % 25 kadarı S. vomeracea, %5 kadarı O. morio, %5’ i O. coriophora, geri kalan %5’i ise diğer türlerden oluşmaktadır. Oldukça iyi gelişen ve ortalama 2-3 yeni yumru oluşturan bitkiler sökülmeyip, tarlada bırakılmışlardır.

Tarla Üretiminde Kullanılan Salep Yumruları

Şekil 9. Tarla Üretiminde Kullanılan Salep Yumruları

Tarla Koşullarında Salep Üretimi

Şekil 10. Tarla Koşullarında Salep Üretimi

Elde edilen bütün bilgiler değerlendirilerek hem bölgenin ekolojisine, hem de salep bitkilerinin fenolojisine uygun bir yetiştirme tekniği geliştirilmiştir. Özetle; yumrular yaz boyunca normal depo koşullarında saklandıktan sonra sonbaharda eylül-ekim aylarında fide yastığı şeklinde hazırlanan tarlaya m2’ ye 50-60 yumru gelecek şekilde dikilip, nisan ayı sonuna kadar yabancı otlarla mücadele ve sulama işlerine devam edilirse, nisan ayı sonuna kadar hasat yapılabilmektedir.

Yabancı ot mücadelesi mekanik olarak veya herbisitlerle yapılabilir. Diğer yandan, kurak dönemlerde sulama yapılması verimi önemli ölçüde arttırmaktadır. Hafif bünyeli ve organik maddece zengin topraklar en iyi sonucu vermektedir. Bu amaçla tınlı, milli veya kumsal bir arazi seçilmeli ve dikimden önce yanmış çiftlik gübresi ile gübrelenmelidir. Ayrıca salep tarlasının mayıs-eylül arasında boş kalması ikinci ürün tarımı için uygun bir fırsat sunmaktadır.

Adaptasyon Çalışmaları

Menemen şartlarında başarı sağlayan Orchis sanctave Serapias vomeracea türlerinin bölgenin diğer yerlerindeki adaptasyon kabiliyetlerini test etmek üzere bu türlerin yetişmesi muhtemel iller olan İzmir, Aydın, Balıkesir, Muğla, Manisa ve Denizli illerinde seçilen noktalarda 150-200’ er adet yumru kullanılarak çiftçi şartlarında küçük plantasyonlar kurulmuştur. Ayrıca Türkiye genelinde birçok ilde çalışan birçok araştırıcıya deneme amaçlı verilen materyal sayesinde bahsedilen iki türün başka bölgelerdeki adaptasyonu hakkında fikir edinilmiştir.

Orchis sancta Türünde Çiçek ve Yumrular

Şekil 11. Orchis sancta Türünde Çiçek ve Yumrular

Serapias vomeracea Türünde Çiçek ve Yumrular

Şekil 12. Serapias vomeracea Türünde Çiçek ve Yumrular

Yumrularda hasat zamanı ile yumru verimi arasındaki ilişki Şekil 13’ te verilmiştir. Salep orkidelerinde her türün vejetasyon dönemi farklıdır. Bunun nedenleri arasında yetiştirilen türün yanında, yetiştirilen bölgenin ekolojik özellikleri ve yükselti önemli rol oynamaktadır. Genel olarak sıcak ve ılıman iklime sahip düşük rakımlı bölgelerde salepler daha erken hasar edilirken, soğuk ve yüksek rakımlı yerlerde daha geç hasat edilmektedir.

Tarla koşullarında yaptığımız çalışmalarda, Menemen koşullarında Orchis sancta ve Serapias vomeracea türlerinde kuru verim için en uygun hasat zamanının mayıs ayı sonu olduğu belirlenmiştir. Saleplerin hasadı sırasında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, yumruların kabuk kısmının çok ince olması nedeniyle fazla hırpalanmamasıdır.

Özellikle tohumluk olarak kullanılacak yumrularda bu konu çok önemlidir. Yumruların kabuk kısmı çok ince olduğu için fiziksel muamelelerden çok çabuk etkilenmektedir. Kabuk kısmının zedelenmesi durumunda yumrular buradan enfeksiyon kapmakta ve zarar görerek çürümektedir.

Hasat Tarihinin Yumru Verimine Etkisi

Şekil 13. Hasat Tarihinin Yumru Verimine Etkisi

Salep orkidelerinde yumru çok değerli bir materyaldir. Bu nedenle tarla yetiştiriciliğinde mümkün olduğunca birim alandan adet olarak fazla veya ağırlık olarak yüksek verim almak hedeflenmektedir. Hasat döneminde bitkiler sökülüp taze yumrular alındıktan sonra tekrar yerlerine dikilerek yeni yumru oluşturma özelliğinden faydalanmak mümkündür.

Bu durumda bitkiler, vejetasyon sona ermediği için tekrar yeni bir yumru yapmaktadırlar. Bu yumru diğer yumrulara göre nispeten küçük olmakla birlikte, yaz mevsimini toprak altında geçirmekte ve sonbaharda havaların soğuması ile birlikte uyanarak sürgün vermektedir. Böylece yeni bitki oluşturmakta ve birim alandan daha fazla yumru alınmaktadır. Bu model özellikle tahribatın yoğun olduğu doğadan toplama yapılan bölgelerdeki toplayıcılara da gösterilmiş ve bu sayede bitkilerin zarar görmesi önlenmiştir.

Hasattan sonra tekrar dikilen yumrularda tutma oranı Şekil 14’ te verilmiştir. Şekil 15’ te ise salep orkidelerinin yıllık hayat döngüsü yer almaktadır. Salep yumruları yaz aylarını toprak altında geçirmektedir. Sonbaharda havaların soğuması ile birlikte yumrular sürgün vermektedir. Salep yumrularında bir adet sürgün noktası bulunmaktadır. Buradan önce yapraklar, daha sonra kökler ve yumrular meydana gelmekte, yumru sayısı 2 ile 4 arasında değişmektedir. Genellikle ilk oluşan yumru en büyük, daha sonra oluşan yumrular giderek daha küçük olmaktadır.

Hasattan Sonra Dikilen Bitkilerde Tutma Oranı

Şekil 14. Hasattan Sonra Dikilen Bitkilerde Tutma Oranı

Salep Orkidelerinin Yağış ve Sıcaklığa Göre Hayat Döngüsü

Şekil 15. Salep Orkidelerinin Yağış ve Sıcaklığa Göre Hayat Döngüsü

Kalite Çalışmaları

Ülkemiz doğasından en fazla toplanan salep türlerindeki müsilaj (%) oranları Şekil 16’ da verilmiştir. Salep yumrularında bulunan müsilaj miktarı toz halindeki salebin kıvam verici özelliğini belirlemektedir. Bu yüzden müsilaj miktarı ne kadar fazla ise, kıvam verici özelliği de o kadar çok olmaktadır. Sıcak veya soğuk gıda maddesi yapımında kullanılacak salep tozunun birim süt ile ne kadar miktarda karıştırılacağı da yine salebin içerisindeki müsilaja bağlıdır.

Müsilaj oranı fazla olan türlerden elde edilen salep tozu, müsilaj oranı az olan türlere göre daha az miktarda kullanılmaktadır. Kültüre alarak tarımını yaptığımız türler olan Orchis sancta ve Serapias vomeracea türlerinde müsilaj oranı sırası ile %18 ve %40 olarak belirlenmiştir. Ancak en yüksek müsilaj oranı Dactylorhiza cinsine ait türlerden elde edilmektedir. Bu türler diğer salep türlerine göre pazarda daha çok değer görmekte ve daha yüksek fiyatlara satılmaktadır.

Yaptığımız kültüre alma çalışmalarında salep yumrularının kalite içeriğine besleme koşullarının etkisi de incelenmiştir. Yapılan çalışma sonucunda, kullanılan farklı gübreler ve bunların farklı dozlarının yumru kalitesinde anlamlı bir artışa neden olmadığı görülmüştür. Yumruların müsilaj içeriğinin bakım, besleme ve çevresel faktörlerden etkilenmediği belirlenmiştir. Konu ile ilgili yapılan çalışmada Orchis sancta türünde müsilaj oranı %16-19, Serapias vomeracea türünde ise %38-42 arasında değişim göstermiştir.

Farklı Salep Türlerinde Müsilaj Oranları (%)

Şekil 16. Farklı Salep Türlerinde Müsilaj Oranları (%)

4. SONUÇ

Sonuç olarak, bu çalışmada tarla şartlarında bir üretim yönteminin geliştirilmesi salep üretiminde pratiğe aktarılabilecek ilk sonuç olduğu gibi, ticari salep çeşitleri için adımların atılması da bir ilk niteliğindedir. Ayrıca çalışma sonrasında oldukça kısa bir sürede üreticilere dağıtılabilecek miktarda üretim materyaline ulaşılması sayesinde kısa zamanda yaygınlaşma imkânı bulacaktır.

Uzun bir zaman dilimini kapsayan çalışmada salep orkidelerinin tarla koşullarında üretimine ilişkin farklı konuları içeren çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmaların daha ayrıntılı planlanarak yapılması faydalı olacaktır. Ortaya konulan metot sayesinde ülkemizde salep üretimi son yıllarda ciddi bir ivme kazanmıştır.  Ancak  yapılan  gözlemlerde  kullanılan materyallerin oldukça karışık olduğu ve her bölgede salep tarımının yapılmaya başlandığı belirlenmiştir.

Bu konuda yapılması gereken salep üretimi için uygun bölgelerin seçilmesi, doğru materyal kullanımının sağlanması ve üretimin her aşamasının kontrol edilerek kayıt altına alınmasıdır. Bunun yanında salepte tohumdan veya doku kültürü ile ilgili yapılacak üretim çalışmalarının devam etmesi gerekmektedir. Bugüne kadar yapılan çalışmalar sonucunda pratiğe aktarılacak ekonomik bir model ortaya konulamamıştır. Ancak daha ayrıntılı yapılacak çalışmalar ile bu konunun çözümüne ilişkin adımlar atılması olası gözükmektedir.

Ülkemizin sahip olduğu bu çok değerli bitki grubunun doğadaki tahribatını önlemenin temel yolu salebin kontrollü koşullarda üretilmesinden geçmektedir. Bu çalışma salepte yumru üretimi için bugüne kadar atılan en büyük adım ve şu ana kadar kitlesel üretim için geliştirilmiş tek pratik yöntemdir. Bu yöntem sayesinde ülkemizde kayıtlı salep üretim alanı 1500 da alana ulaşmış bulunmaktadır. Her geçen yıl üretim alanları artmaktadır.

Kaynaklar »»

Doç. Dr. Ünal KARİK1

1 Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü – Menemen/İzmir/Türkiye
https://orcid.org/0000-0001-6707-191X / unal.karik@tarimorman.gov.tr

TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLERİN FONKSİYONEL KULLANIM ALANLARI, TİCARETİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ

BÖLÜM 2 – SALEP ORKİDELERİNİN KÜLTÜRE ALINMA ÇALIŞMALARI

EDİTÖR: Prof. Dr. Rüveyde TUNÇTÜRK

İKSAD – Publishing House – ISBN: 978-625-8246-05-6

KAYNAKÇA

Baytop, T. (1999). Türkiye’de Bitkiler İle Tedavi. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları, İstanbul

Çağlayan, K., Özsavcı, A., Eskalen, A. (1998). Doğu Akdeniz Bölgesinde yaygın olarak yetişen bazı salep orkidelerinin embriyo kültürü kullanılarak in-vitro koşullarda çoğaltılması. Turkish Journal of Agriculture and Forestry 22: 187– 191.

Ekim, T., Koyuncu, M., Vural, M., Duman, H., Aytaç, Z., Adıgüzel, N. (2000). Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı (Eğrelti ve Tohumlu Bitkiler). Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Yayınları, Ankara.

Gönülşen, N., Önal, K., Ercan, N., Yıldızgördü, K., Şekeroğlu, E., Biçici, M., Eskalen, (1996). Ege ve Doğu Akdeniz Bölgelerinde doğal yayılış gösteren Orchidaceae familyasına ait bazı türlerin in-vitro ve in-vivo koşullarda üretimleri üzerinde araştırmalar. Proje sonuç raporu. Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Menemen, İzmir

Kasparek, M., Grimm, U. (1999). Europeantrade in Turkish salep with special reference to Germany. EconomicBotany, 53: (4) 396-406

Kreutz, K.A.J. (2002). Türkiye’nin orkideleri, salep, dondurma ve katliam. Yeşil Atlas 5: 98-109

Oğuz, B., Sarı, A. O., Bilgiç, A. (2005). Ege Bölgesinde yayılış gösteren bazı salep orkidelerinin üretim olanaklarının araştırılması. Proje sonuç raporu. Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Menemen/İzmir

Önal, K. (1999). Ege bölgesinde doğal yayılış gösteren Orchidaceae familyasına ait bazı türlerin invitrokoşullarda üretimleri üzerinde araştırmalar. Turkish Journal of Agriculture and Forestry, 23: 1057-1064

Özhatay, N.,Koyuncu, M., Atay, S.,Byfield, A. (1997). Türkiye’nin doğal tıbbi bitkilerinin ticareti hakkında bir çalışma. Doğal Hayatı Koruma Derneği Yayınları, İstanbul.

Sezik, E. (1984). Orkidelerimiz. Sandoz Kültür Yayınları, İstanbul

Sezik, E., İşler, S., Güler, N., Orhan, Ç., Aybeke, M., Deniz, İ.G., Üstün, O. (2007). Salep ve orkidelerin tahribi. Tübitak Temel Birimler Araştırma Grubu, Proje No: TBAG-995

Tamer, C.E., Karaman, B.,Çopur,O.U. (2005). A traditional Turkish bevarage: Salep. Reviews İnternational. 22: (1) 47

Tekinşen, K.K. (2006). Salep. Bilim ve Teknik Dergisi, Haziran: 76-77