Tıbbı ve Aromatik Makaleler

Biyodinamik Tarım ve Özellikleri (Organik Tarım’dan daha Disiplinli Bir Model)

<b>Biyodinamik Tarım ve Özellikleri</b> (Organik Tarım’dan daha Disiplinli Bir Model)

Biyodinamik tarım, 1924 yılında Avustralyalı bilim adamı Rudolf Steiner'in bir grup Alman çiftçisine verdiği 8 konferanstan sonra gelişmeye başlamıştır.

GİRİŞ

Biyodinamik tarım, 1924 yılında Avustralyalı bilim adamı Rudolf Steiner’in bir grup Alman çiftçisine verdiği 8 konferanstan sonra gelişmeye başlamış­tır. Verilen bu 8 konferans serisi ve 4 adet tamamlayıcı ders, daha sonra bir kitap altında İngilizce olarak yayın­lanmıştır.

Bu kitaptaki temel öğretilerden birisi; 20. asrın baş­langıcından itibaren kullanılmaya başlanan kimyasal (sentetik) gübrelerin toprağın doğal yapısını bozduğu için, bitkisel ve hayvansal ürünlerde kalite sorunlarının ortaya çıktığı noktasında yoğunlaşmıştır.

Bu soruna çare olarak başlangıçta ekolojik tarım olarak benimsenen ve kimyasal tarıma alternatif olarak gösterilen model, bir adım daha ileriye götürülerek bi­yodinamik tarım olarak lanse edildi ve tarifi şöyle yapıl­dı: Biyodinamik tarım modeli, toprak sağlığı ve gıda ka­litesi üzerinde yoğunluk kazanan, ileri düzeyde organik bir tarım sistemidir.

BİYODİNAMİKLERİN TEMEL EKOLOJİK PRENSİPLERİ

Biyodinamik tarımda benimsenen temel ilkelerden birisi; her bir çiftlik alanının kendi içinde bir organizmalı varlık olarak düşünülmesi gereğidir. Bitkisel ve hay­vansal envanterin bütünü ve sağlıklı şartları, gıdaların dönüşümü, toprağın idaresi ve hatta çiftçinin kendisi bu varlığın birer parçasıdır. Böyle bir çiftliğin ekosistemi içindeki karşılıklı ilişkileri ekolojik dengeyi oluşturur.

biyodinamik kompost

Bu sistemde biyodinamikler bir çok yönü ile organik tarım modeline paralellik gösterirken (özellikle kültürel ve biyolojik uygulamalarda), diğer organik tarım mo­dellerinden farklı kavramlar içerir. Bu kavramlar içerisinde; toprağın biyolojik ve dinamik özelliklerini geliş­tirmek için yapılacak uygulamalar (yeşil gübreleme, ka­pama bitkiler, kompostlar, hayvansal gübreler…) önce­lik alır.

Muhtelif modeller içinde biyodinamik tarımı farklı kılan özellik, Steiner tarafından tarif edilen tavsi­yeleri (toprağın kalitesini düzeltmek ve bitki yaşamını teşvik etmek) içermesidir. Ancak biyodinamik tarım modeli bu kadarla sınırlı olmayıp, biyolojik sistemi forse eden yer çekimi, kozmik ve astral olaylara da yer ve­rilmektedir.

Biyodinamik uygulamaların içinde enteresan ve il­ginç girdiler de yer almaktadır. Örneğin:

  • 1. Fermente edilmiş boynuz gübresi ile bitki kök ge­lişiminin teşvik edilmesi.
  • 2. Silisyumca zengin At kuyruğu (Equisetum arvense) bitkisinden hazırlanan solüsyonun fungal hastalıkla­ra karşı yapraktan uygulanması.
  • 3. Isırgan otu (Urtica dioca), Papatya çiçekleri (Chamomilla officinalis), Dandelion çiçekleri (Taraxacum officinalis), Düğün çiçeği (Valeriana officinalis), Meşe ka­buğu (Ouercus robur) ile hazırlanacak kompostların her birisinden 2 çay kaşığı kadar miktarın 7-10 tonluk ana komposta maya olarak karıştırılması önerilmektedir.

 

BİYODİNAMİK KOMPOST

Toprağa dinamizm kazandırm ada biyodinamik kompost, biyodinamik tarımın temel prensiplerinden il­kini oluşturur. Biyodinamik kompostun hazırlanması çok önemli bir konu olup, amaca uygun spesifik kompost hazırla­ma teknikleri üzerine yazılmış çok sayıda kitap ve ma­kale mevcuttur.

Kompost üretiminde mikrobiyolojik faaliyetler üze­rinde yapılan araştırmalar, biyodinamik kompost için başlangıç aşıları olarak 55 değişik mikroorganizmanın (karışık bakteri kültürleri, mantarlar, actinomycete’ler, mayalar) kullanılmasının gereğini ortaya koymuştur.

Günümüzde bu başlangıç (starter) aşılarını üretip satan kurumlar mevcuttur (Örneğin; Josephine Porter Institute. Woolwine/Virginia). Uygun bir biyodinamik kompostun hazırlanmasında en çok kullanılan klasik uygulama, sabit yığma meto­dudur. Bu metodda aşılanmış yığın, genellikle hayvan gübresi ve diğer organik artıklardan oluşur ise de, öğü­tülmüş yeşilkum veya granit materyaller de bu yığın içi­ne karıştırılabilir. Hazırlanan aşılı yığının üzerine bir miktar sulandırılmış toprak pulverize edilikten sonra, yı­ğının üzeri saman veya kurutulmuş yeşil gübre bitkile­rinden birisi ile kaplanır. Bu işlemden sonra yığının komposta dönüşme süresi 6-12 ay arasında değişir.

Kompostun olgunlaşma süresini kısaltmak için, yığın içine havalandırma boruları (delikli) sokularak oksijen temini arttırılabilir. Son zamanlarda yapılan araştırmaları da kapsayan konu ile ilgili bilgileri http://www.woodsend.org/susta-in.pdf’den öğrenilebilir. *Günümüzde bu bağlantı çalışmamaktadır.

Yukarıda tarifi yapılan kompost hazırlama işlemi ta­mamlandıktan sonra, yığın içindeki kimyasal ve biyolo­jik değişimler iki faz’da oluşur:

1. Parçalanma Fazı

Bu fazda organik materyaller daha küçük parçalara ayrışırken, proteinler sırası ile aminoasitlere, aminlere, amonyak’a, nitrat’a, nitrit’e ve serbest nitrojen’e, kar­bon bileşikleri karbon dioksid’e (aerobik) veya metan’a (anaerobik) dönüşür. Komposta ilave edilen aşılar parçalanmayı ve dönüşümleri hızlandırdığı gibi, ayrıca çü­rümeye ve koku yaymaya sebep olan mikroorganizma­ların faaliyetlerini de durdurur.

2. Yapılaşma (Olgunlaşma) Fazı

Bu faz’a çeşitli mikroorganizmalar humus oluşumu­nu hızlandırarak, kompostun istenilen özelliklerinin ge­lişmesini temin ederler. Humusun gelişmesi ve olgunluğu renk değişimleri ile takip edilebilirse de, kesin karar için bazı testlerin ya­pılması gereklidir.

 

Kapama Kültürler ve Yeşil Gübreler

Biyodinamik tarımda kullanılan ara bitkiler; toprak­ta gıdaların dinamik birikimi, nematod kontrolü, topra­ğın gevşetilmesi, erozyondan korunması, toprağa hu­mus temini ve nitrojen fiksasyonu amaçları ile yetiştiri­lir. En çok benimsenen bitkiler kolza, hardal, turp, fiğ ve bunların akrabalarıdır.

Bu bitkilerin çiçek döneminde toprağa karıştırılma­sı ile sağlanan yeşil gübrelemede, toprak içinde komposta dönüşümü hızlandırmak için mikrobiyal aşılar ye­şil aksama pulverize edildikten sonra karıştırma işlemi yapılmaktadır. Bu  konuda  daha  fazla  bilgi  için  verilen  web; http://attra.ncat.org/attra-pub/covercrop.html

Ürün Rotasyonu (Münavebe)

Tüm tarımsal modellerde benimsenen ürün rotasyo­nu, biyodinamik tarım uygulamaları için de geçerlidir. Ürün rotasyonunun temel kavramı, muhtelif bitkile­rin toprak üzerindeki etkilerine göre bir desen oluştur­maktır.  Bu  bağlamda  değişik  bitkiler  iki  sınıf altında toplanabilir:

  • 1- Toprakta humusu azaltan bitkiler
  • 2- Toprakta humusu düzelten bitkiler

Böyle bir sınıflandırmayı kısaca; “Toprağı sömü­ren” ve “Toprağı tamir eden” bitkiler şeklinde de ifa­de etmek mümkündür.

  • 1. durumu temsil eden tipik örnekler mısır,
  • 2. duru­mu temsil eden örnek Leguminoz bitkilerdir.

Modern tarım uygulamalarında, tek yönlü kültürle­rin aynı alanda uzun yıllar yetiştirilmesi sonucunda or­taya çıkan toprak yorgunluğu, daha 20. yüzyılın başla­rında yeterince anlaşılmış ve ilk rotasyon  uygulaması mısır-soya İkilisinde uygulanmıştır.

Otsu Bitki Özleri (Ekstraksiyon) ve Kombinasyonları

Organik tarımda eskiden beri uygulanan fermente edilmiş otsu bitki özleri ve bu bitki özlerinin deniz yo­sunu ve balık özleri ile karışımları, biyodinamik tarım için de geçerlidir. Çünkü, bu özlerin (ekstraksiyon) top­rağın gerek biyolojik, gerekse dinamik canlılığına katkı­ları iyi bilinmektedir. Bu katkılar çok yönlü olup; bitki tonikleri, biyostimulantlar, immunite (bağışıklık) sağla­yanlar, biotic maddeler… olarak değerlendirilmektedir.

At kuyruğu (Equisetum arvense)

At kuyruğu (Equisetum arvense)

Bunlara ait bazı örnekler yukarıdaki bölüm içinde verilmiştir: Atkuyruğu (Equisetum arvense), Isırgan otu (Urtica diocia)… gibi.

Biyodinamik ve organik tarımda gittikçe önem ka­zanan bu konuda, otsu bitkilerin etki alanlarına göre detaylı bilgileri için verilen  web  sitesi;  http://attra.ncat.org/attra-pub/compost-tea-notes.html’dir.

Lunar ve Astrolojik Faktörler

Ay’ın fazları ve astrolojik değişimlerin, biyodinamik tarım uygulamalarının zamanlamasında anahtar roller oynadığı kabul edilmektedir.  Bu bağlamda biyodinamik kompost hazırlığının, çeşitli kültürlerin tohum eki­mi ve hasadının zamanlaması, bu takvime göre yapılır.

Çünkü uzayla ilgili etkilerin bitki gelişmesindeki payla­rı ve fark edilmeyen enerjinin biyolojik sistem üzerinde­ki etkisi söz konusudur. Bu konularda benimsenen değişik takvimlerin her birisi, biyodinamik tarımla ilgili araştırmaların sonuçları­na dayanmaktadır. Bu bağlamda her bir konuda yayın­lanmış kitaplar ve makaleler mevcuttur.

Örneğin:  Working with  the stars: A  Bio-Dynamic Sowing and Planting Calender (Türkçesi: Biyodinamik bir ekim ve dikim takvimi için yıldızlarla çalışma) bun­lardan birisidir. Bu konularda bilgi edinmek isteyenler için verilen web sitesi; http://attra.ncat.org/attra-pub/csa.html’dir.

Sonuç

Biyodinamik tarımın halen en çok benimsendiği ül­keler; ABD, Avrupa ülkeleri, Avustralya ve Yeni Zelan­da’dır. Sistemi benimseyen çiftçi oranı istikrarlı bir şe­kilde artmaktadır.Bu konuda özellikle küçük işletmeleri destekleyen kurumlar mevcut olup, bu konuda ABD’de hizmet ve­ren  kurum;  CSA  (Community  Supported  Agriculture)’dır.

Ülkemizde kurulmaya çalışılan “Üretici Birlikleri”nin değişik bir versiyonu olan bu kurumların faaliyetlerini öğrenmek isteyenler için verilen web sitesi; http://attra.ncat.org/attra-pub/csa.html‘dir. *Günümüzde bu bağlantı çalışmamaktadır.

Yukarıdaki bölümler içinde de belirtildiği gibi, biyo­dinamik metodla yetiştirilen ürünlerin kalite farkı, or­ganik veya konvensiyonel metodlarla yetiştirilmiş ürün­lerin kalitesinden, ancak kalite analizleri ile ortaya çı­kar. Bu konularda yapılan analizlerden ortaya çıkan bi­yodinamik ürünlerin pozitif sonuçları, bazı gazetelere bile haber kaynağı olmuştur.

Kaynaklar »»

HASAD Araştırma Servisi

HASAD Aylık Tarım Dergisi  – AĞUSTOS 2005 YIL: 21 SAYI: 243

Biodynamic Farming and  Com post  Preparation Alternative Farming System G ııid e. The News Leaf BDFGAA/Australia.

Fax: +2 66 5  58 551, poss@ midcoast.com.au