Tıbbı ve Aromatik Makaleler

Aktarlarda Bulunan Bazı Tıbbi Bitkilerin Uçucu Bileşen Oranlarının Değişimi

Aktarlarda Bulunan Bazı <b>Tıbbi Bitkilerin</b> Uçucu Bileşen Oranlarının Değişimi

Bitkisel kökenli droglar, kimya alanında meydana gelen gelişmelere göre eski özelliğini yitirse de doğal tedavi unsurları içinde önemini sürdürmeye devam etmişlerdir

Aktarlarda Bulunan Bazı Tıbbi Bitkilerin Uçucu Bileşen Oranlarının Değişimi

1. GİRİŞ

Halk arasında bitkilerin ilaç amaçlı kullanılmasının tarihin her dönemi itibarıyla değiştiği ve farklılık oluşturduğu bilinmektedir. Bitkisel kökenli droglar, kimya alanında meydana gelen gelişmelere göre eski özelliğini yitirse de doğal tedavi unsurları içinde önemini sürdürmeye devam etmişlerdir. Sentetik ilaçların son yıllarda yan etkilerinin fazlalaşması, insanların yeniden tabii veya kontrollü ortamlarda yetişen tıbbi bitkileri tedavi amaçlı kullanma düşüncesini artırmıştır.

Yerelde halk ilacı olarak kullanılan bitkilerin incelenmesi ve bunlar üzerinde daha ileri araştırmaların yapılması tedavide önemli hale gelebilmektedir. Bu nedenle değişik bölgelerde ilaç olarak, birçok bitki değerlendirilmek ve bunları inceleyen etnofarmakognozi, etnobotanik, etnofarmakoloji gibi bilim alanları doğmuş, ilerlemiş ve bugün yaygın bilim dalları olarak görülmektedir (Yücel ve Tülükoğlu, 2000).

Aktar şeklinde söylenen kelime “Türkçe ’de daha çok, “güzel koku” anlamındaki Arapça ıtr kelimesi kökenlidir. Ancak Attar yalnız güzel kokular değil her türlü şifalı bitkileri ve bunlardan yaptığı ilâçları da (akkār, çoğulu akākīr) satan kişi anlamında olup bu kelime Arapça ’da saydalî veya saydalânî (eczacı) ile eş anlamı bulunmakta “ecza deposu sahibi” anlamına da gelmekte ve eczanelerin ilk örnekleri, eskiden beri serbest ticaret yapan Attarların dükkânları” olduğu bilinmektedir (Anonim, 1991). Günümüzde Eczaneler açılıp yaygınlaştıktan sonra Attarlar tütün, kahve boya gibi çok değişik ürünlerin alınıp satıldığı
ticaretinin yapıldığı mekanlar olmuşlardır.”

“Dünyada bitki çeşitliliğinin dağılışına bakıldığında tropikal bölgelerden kutuplara doğru giderek azalmakta ancak önemi devam etmektedir. Bilindiği gibi bugün dünya üzerinde 1.000.000 kadar bitki türü vardır. Bunların yarısına yakını tanımlanıp adlandırılmıştır (Erdemir 1998, Arslan, 2004; Tulukcu, 2007).

Yeryüzünde bulunan yüksek bitkilerin sayısının 270 bin civarında olduğu ve çok büyük bir kısmı endemik bitkilerden oluşan yaklaşık %13,0’ ünün neslinin tehlikede ve yapılacak araştırmalarla bu oranın daha da artma ihtimali gündeme gelmektedir. Toplam bitki türlerinin sadece %0,26’ sına ve yararlanılan bitkilerin sadece %10’ununa tekabül eden 7000 civarında farklı bitkinin kültürü yapılmaktadır (Arslan, 2004).

Bitkilerin biyolojik aktif maddeleri, onların değişik kısımlarında ve gelişmesinin ancak belli safhasında birikmektedir. Bazı bitkilerde aktif maddeler, tomurcuk, yaprak ve gövde de bazılarında çiçek ve meyvesinde, bazılarında ise kök ve toprak altı kısımlarında birikmektedir. Biyolojik aktif maddeler bitki gelişiminin değişik safhalarında hatta bazen gün içinde miktarları değişmektedir. Bu nedenle bitkilerin toplanmasında amaca uygun olarak zamanın iyi tespit edilmesi gerekmektedir (Tulukcu, 2021a).

Uçucu yağlar; “bitkilerin yaprak, çiçek, kabuk, meyve, tohum ve köklerinden, destilasyon, ekstraksiyon veya presyon yöntemleriyle elde edilen, oda sıcaklığında genellikle sıvı formda olan, kolayca kristallenebilme özelliğine sahip, çoğunlukla renksiz aromatik” “hidrokarbon özellik gösteren” karışımlardır. Bunlar “aynı zamanda bulunduğu bitkiye karakteristik özellik sağlayıp bitkiye ait koku ve lezzeti veren, çok sayıda kimyasal bileşimden meydana gelen, oda sıcaklığında uçucu özellikte olan ve su ile sürüklenme özelliğine sahip yağımsı” oluşumlardır. Uçucu yağların en belirgin özellikleri ise “uçucu ve kokulu” olmalarıdır. Uçucu yağların sabit yağlardan ayrılan birçok farklılığı olmakla beraber en önemli ayıracı oluşturan özelliği ise sulu etanolde çözünebilmesi” olarak söylenebilir. (Cellat, 2011; Nour ve ark., 2014; Kaya ve Ergönül, 2015; Tulukcu, 2021b).

Uçucu yağlar “aromatik bitkilerden farklı yöntemlerle elde edilen, kendine has kokusu, tadı ve rengi olan uçucu özelliğe sahip, bitkilerin ikincil metabolit ürünler olup suda çözünmezler, ancak suda bekletildikleri zaman bileşimindeki oksijenli bileşiklerin bir kısmı suda çözündüğünden eczacılıkta önemli olan aromatik suları meydana getirmeleridir” denebilir. Uçucu Yağların yeşil ya da yaş özelliği olan taze bitkilerden elde edildiklerinde rengi olmayan ve terpenler biyokimyasal yapılarının en büyük grubunu oluşturmaktadır (Bagheri ve ark., 2014, Ruiz ve Flotats, 2014; Kaya ve Ergönül, 2015).

Ayrıca “oksijenli terpenoit türevleri (alkoller, aldehitler, ketonlar ve esterler), benzenoit yapıdaki bileşenle (alkoller, esterler, asitler, aldehitler, ketonlar, fenoller, fenol eterler, laktonlar vb.) ve nadir olarak azot ve/veya kükürt içeren bileşenlerde içermekte ve çok sayıda bileşikten meydana geldikleri için yapıları karmaşık” olduğu bilinmektedir (Bayrak, 2006; Rather ve ark., 2014, Kaya ve Ergönül, 2015).”

“Uçucu yağlar “damıtma veya preslemeyle, bitkilerin yaprak, meyve, kabuk ve kök kısımlarından elde edilen kompleks karışımlar olan esansiyel yağlar adı, oda sıcaklığında sıvı, kolaylıkla kristalleşebilen, genellikle renksiz veya açık sarı renkli, uçucu, kuvvetli kokulu, doğal bir ürünlerdir ve su ile karışmadıkları için yağ olarak tanımlansalar da yağlardan farklı maddeler” olarak bilinmektedir (Doğan, 2003; Erdemir, 1998; Doğan, 1998; Erdemir, 1999). Uçucu yağlar “su ile sürüklenebilirler, filtre kâğıdı üzerinde leke bırakmazlar, yapılarında bulunan terpenoitler (İsoprenoitler), çoğunlukla monoterpenler ve sesquiterpenler olup bunun yanı sıra diterpenleri, düşük molekül ağırlıklı alifatik hidrokarbonları, asitleri, alkolleri, aldehitleri, asiklik esterleri veya laktonları, istisna olarak azot ve sülfür içeren bileşikleri, kumarinleri ve fenilpropanoidlerin homologlarını da içerdikleri” bildirilmiştir (Ceylan, 1995; Kaya ve ark., 1998; Ekiz, 2001; Anonim, 2001; Doğan, 2003; Arslan, 2004).

Uçucu yağların bileşim ve miktarları; bitkinin cinsine, bitkinin hangi kısmından elde edildiğine, üretim şekline, iklime ve yetiştirildiği bölgenin coğrafik ve ekolojik özellikleri ile yakından ilgilidir (Kaya ve ark., 1998; Baytop, 1999; Gürbüz, 1999). Uçucu yağları içeren bitki familyaları “Apiaceae (Maydonozgiller), Asteraceae (Papatyagiller), Brassicaeae (Turpgiller), Chenopodiaceae (Sirkengiller), Compositaceae (Bileşikgiller), Cupressaceae (Servigiller), İridaceae (Süsengiller), Lamiaceae (Ballıbabagiller), Lauraceae (Defnegiller), Myrtaceae (Mersingiller), Pineaceae (Çamgiller), Poaceae (Buğdaygiller), Rosaceae (Gülgiller), Rutaceae (Sedefotugiller),” “Zingiberaceae (Zencefilgiller)” olarak söylenebilir (İlisulu, 1983; Anonim, 2001; Doğan, 2003).

Türk halkı, aktarlarda bulunan tıbbi bitkiler ile yakından ilgilidir. Gıda, baharat, boyar madde, güzel koku ve ilaç olmak üzere çeşitli amaçlar için bu bitkileri değerlendirmektedir (Ceylan, 1995). Aynı zamanda Türkiye birçok kültür bitkisinin de gen kaynağıdır. Ancak gelişmiş düzeyde bir tarım ülkesi olmakla beraber tıbbi bitki ekimine gereken ihtimam verilmemektedir. Bazı önemli bitkiler dışında (anason, boru çiçeği, çay, gül, haşhaş, şerbetçiotu, tütün vb.) tıbbi bitki ekimi yeterli değildir. Bitkisel drog ihracatçıları, bitki yetiştirip elde edilen drogu satma yerine, doğal olarak yetişen bitkileri toplayarak bu iş için kullanmaktadırlar. Çünkü bu yol, çok daha kolay ve masrafı bulunmamaktadır. Ancak planlanmadan yapılan düzensiz toplama ile doğal olarak yetişen tıbbi bitkiler zarar görebilmekte ve bitkilerin yok olarak doğanın tahribine neden olmaktadır (Erdemir, 1998).

2. MATERYAL- METOT

Çalışma 2014-2015 yılında, Çumra Meslek Yüksekokulu Tıbbi bitkiler Laboratuvarında yapılmıştır. Araştırmada kullanılan bitkiler Konya’daki aktarlarda bulunan, onlara tıbbi bitki temin eden toptancılardan elde edilen bazı tıbbi bitkiler kullanılarak yapılmıştır.

Çalışmada Lavanta, İzmir (Türk) Kekiği (Origanum onites L.), Kekik, Melisa, Biberiye, Defne ve Nane bitkileri kullanılmıştır. Temin edilen bu bitkiler işlenmiş olduğundan tam olarak teşhisleri yapılamamıştır. Uçucu yağlar, Selçuk Üniversitesi Çumra Meslek Yüksekokulu” “laboratuvarında, Clevenger tipi bir aparatla destilasyon işlemi ile elde edilmiştir. Soğutucu ile bağlantılı 2 litrelik cam balonlara 100 g kuru örnek ve saf su konularak 3 saat mantolu ısıtıcı ile kaynatılması yöntemi uygulanmıştır. Bu yöntemde amaç su buharı ile hareket eden yağ moleküllerinin soğutucuda yoğunlaştırılıp sudan ayrıştırılması esasına dayanmaktadır (Tulukcu, 2021 a). Elde edilen uçucu yağ miktarı ise yüzde (%) olarak belirlenmiştir. Bu çalışmada kullanılan bitkiler ve değişik kısımlarına ait uçucu yağ oranları, temin edildikleri belirtilen yerleri ve temin yılına ait veriler Tablo 1’ de verilmiştir.

3. TARTIŞMA VE SONUÇ

Bugün batı ülkelerinin de içinde bulunduğu birçok gelişmiş ülkede, insanlar tıbbi ve baharat bitkileri gibi doğal ürünlere her yıl yüksek miktarlarda para ödemektedirler. İnsanlar bu bitkileri, hastalıklarını tedavi etmek için değil, hastalıklardan doğal ve güvenli bir yolla uzak kalmak veya iyileşme sürecini hızlandırmak amacıyla değerlendirmektedirler (Nicholson, 2006).

Tablo 1. Çalışma Yapılan Bitkiler ve Değişik Kısımlarına Ait Uçucu Yağ Oranları (%)

Bitki
adı
Geldiği
Yıl
Geldiği
Yer
Uçucu Yağ Oranı (%)
Adaçayı Çengelköy 2
Adaçayı Denizli/Pamukkale 2
Adaçayı 2014 İzmir 2
Adaçayı 2014 Çumra 2
Biberiye Çengelköy 1
Biberiye Akdeniz 1
Biberiye 2014 Konya/Hatunsaray 2
Biberiye Denizli/Tavas 1
Biberiye 2014 Mersin 2
Biberiye 2014 Mersin 1
Defne 2014 İzmir 2
Defne 2014 Denizli 2
Defne Çengelköy 3
Defne Denizli/Babadağ 3
Defne 2014 Antakya 0,71
Kekik 2014 Denizli 2
Kekik 2014 Çanakkale 1
Kekik 2014 Konya/Hadim 3
Kekik Denizli/Gözler 4,44
Kekik 2014 Çumra 5
Lavanta 2014 Isparta 5
Lavanta 2014 Isparta 5
Lavanta Çengelköy 4
Lavanta 2014 Ermenek 3
Lavanta Denizli/Gözler 2
Lavanta 2014 Çumra 4
Melisa 2014 İzmir 1
Melisa 2014 ? 1
Melisa 2014 Konya/Hadim 1
Melisa Denizli/Akköy 2,44
Melisa 2014 İthal 1,43
Melisa 2014 Çumra 1
Nane 2014 Gaziantep 2
Nane Çengelköy 2
Nane 2014 Konya 2
Nane 2014 Gaziantep 1
Nane 2014 Çumra 3

(Tulukcu 2015)

Ülkemizde ise durum farklıdır ve insanlar eğitim durumuna göre çoğunlukla hastalıklara karşı tedavi edici olarak bu bitkileri tercih edebilmektedirler (Ersin ve Aksoy, 2004). Burada, tıbbi bitkilerin ilaç olmadığı belirtilmelidir.
Araştırmamızda kullanılan tıbbi bitkilerden adaçayları uçucu yağ oranları arasında herhangi bir farklılık görülmemiştir. Uçucu yağ oranları Biberiyede %1 ile %2 arasında, Defnede %0.71 ile %3 arasında, Kekik de %1 ile %5 arasında, Lavantada %2 ile %5 arasında, Melisa da %1 ile %2.44 arasında ve Nanede %1 ile %2 arasında değişmiştir. Araştırmada kullanılan tıbbi bitkilerin uçucu yağ oranları arasında adaçayı hariç, 2 ile 5 kat fark bulunmaktadır. En fazla fark 5 kat ile kekik, en az fark ise 2 kat ile biberiye ve nanede bulunmaktadır.

Araştırmada kullanılan tıbbi bitkilerin Çumra’da yetiştirilen bitkiler hariç tür, alt tür gibi bilgileri bulunmamaktadır. Bu yüzden uçucu yağ oranları arasındaki fark temin edildiği ekolojik ortamlardan mı yoksa türler arasındaki farklılıklardan mı kaynaklandığı tam olarak bilinememektedir.

Araştırmada kullanılan tıbbi bitkilerin bazılarının Attarlar tarafından ne zaman temin edildiği belirsizdir. Üretim veya toplama zamanı paketler üzerinde yazmamaktadır. Dolayısıyla uçucu yağ oranları arasında yıllar itibari ile fark olup olmadığı bilinmemektedir.

Türkiye’de tıbbi bitkiler her bölgede değişik amaçlarla ve birçok farklı işlemlerden geçirilerek tüketilmektedir. Tedavi amaçlı olarak bitkiler yaprak, gövde, kök, çiçek, tohum ve filiz gibi kısımları su ile kaynatılarak veya kaynamış su eklenerek, yağ içinde bekletilerek, lapa halinde ya da balla hazırlanan karışımlar şeklinde kullanımı yaygındır (Şimşek ve ark., 2002).

Kullanıcıların aldıkları ürünlerin üretim veya toplama yılına, hangi bölgeden geldiğine dikkat etmeleri gerekmektedir. Aktarlarda bulunan satış yaptıkları bu ürünlerin orijinleri hakkında daha fazla bilgiye ulaşıp duyurusunu yapmalıdırlar.

4. SONUÇ

Tıbbi Aromatik bitkilerde uçucu yağ oranı kadar uçucu yağ bileşenleri de önemlidir. Uçucu yağ elde edilen bitkilerin hangi kısımlarından yüksek kalitede esans çıktığı belirlenmeli hasat ve kurutma işlemlerinde bu kısımlara daha fazla önem verilmelidir. Bu gibi sorunların ortadan kaldırılabilmesi tıbbi bitkilerin kültüre alınmasına ve yetiştirilerek üretim miktarlarının artırılmasına bağlıdır. Tıbbi bitkilerin yetiştiriciliğinin artması bazı standardizasyonları beraberinde getirecektir. Bu durum birçok sorunun kendiliğinden aşılmasını sağlayacaktır.

Kaynaklar »»

Prof. Dr. Eray TULUKÇU1

1 Selçuk Üniversitesi Çumra Meslek Yüksekokulu, Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü,
Tıbbi Aromatik Bitkiler Programı. Konya/Türkiye,
https://orcid.org/0000-0002-1893-144X , eraytulukcu@selcuk.edu.tr

TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLERİN FONKSİYONEL KULLANIM ALANLARI, TİCARETİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ

BÖLÜM 4 – AKTARLARDA BULUNAN BAZI TIBBİ BİTKİLERİN UÇUCU BİLEŞEN ORANLARININ DEĞİŞİMİ

EDİTÖR: Prof. Dr. Rüveyde TUNÇTÜRK

İKSAD – Publishing House – ISBN: 978-625-8246-05-6

KAYNAKÇA

Anonim. (1991). “Attar” Türkiye Diyanet vakfı, İslam Ansiklopedisi Cilt:4 Sayfa: 94-95. İstanbul
Anonymous (2001). Sekizinci 5 Yıllık Kalkınma Planı. DPT: 2648-ÖİK:656. DPT. Ankara
Anonymous (2004). CITES. www. cites.org.
Arslan, N. (2004). Doğal Bitkilerin Kültüre Alınması. Türk Tarım Dergisi. Sayı:155.
Sayfa 28-33.Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı. Ankara.
Bagheri, H., Manap, M. YB.A., Solati, Z. (2014). Antioxidant activity of Piper nigrum
L. essential oil extracted by supercritical CO extraction and hydro-distillation, Talanta 121:220-228.
Bayrak, A. (2006). Gıda Aromaları. Gıda Teknolojisi Derneği Yayın No:32, Ankara, Türkiye, 497 s.
Baytop, T. (1999). Türkiye’de Bitkiler ile Tedavi Geçmişte ve Bugün. Nobel Kitap Evi. İstanbul
Cellat, K. (2011). Bazı Endemik Bitkilerin Uçucu Yağ Bileşenlerinin Ekstrakte Edilmesi ve içeriklerinin Araştırılması. Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi 73.
Ceylan, A. (1995). Tıbbi Bitkiler I. Tarla Bitkileri Bölümü Ege Ü. Ziraat Fakültesi Yayın No: 312 İzmir.
Kaya, D., Ergönül, G.P. (2015). Uçucu Yağları Elde etme Yöntemleri. GIDA (2015) 40 (5): 303-310. doi: 10.15237/gida.GD15014.
Doğan, M. (1998). Bitkilerde Biyoçeşitliliğin Korunması Konusunda Flora Araştırmalarının Rolü ve Türkiye Florası Çevre ve İnsan. Orman Bakanlığı Yayını. Sayı:41 Ankara
Doğan, M. (2003). Avrupa Topluluğu Uyum Sürecinde Türkiye’deki Bitki Biyolojik Çeşitliliğinin Korunmasına İlişkin Çabalar. Çevre ve İnsan. Orman Bakanlığı Yayını. Sayı:57 Ankara
Ekiz, H. (2001). Ekolojik Tarım Açısından Genetik Kaynakların ve Genetik
Erozyonun Önemi Türkiye 2. Ekolojik Tarım Sempozyumu. Antalya
Erdemir, A.D. (1998). At Kestanesi (ve propegel) Doğanın Harika İlacı. Nobel Tıp Kitap Evi. İstanbul
Erdemir, D.A. (1999). Çiğdem ve (Colchicum Dispert) Doğanın Görkemli İlacı.
Nobel Kitap Evi. İstanbul
Ersin, F., Aksoy, Ş. (2004). Şanlıurfa’da Bir Halk Hekimi “Attar İsa”. T Klin Tıp Etigi-Hukuku-Tarihi, 12:87–91,
Gürbüz, B. (1999). Çok Yıllık Tıbbi Aromatik Bitkiler Yetiştirme Çalışmaları-2.
Türk-Koop. Ekin Türkiye Tarım Kredi Koop. Ankara
Gürbüz, B. (1999). Çok Yıllık Tıbbi Aromatik Bitkiler Yetiştirme Çalışmaları-3.
Türk-Koop. Ekin Türkiye Tarım Kredi Koop. Ankara
Kaya, Z., Kün, E., Güner, A. (1998). National Plan orIn-SutuConservation Of Plant Genetic Diversity in Turkey. Ministry of Environment. Ankara
İlisulu, K. (1983). Bazı İlaç Bitkilerinin İhtiva Ettiği Maddeler ve Üretilmelerindeki Problemler. IV Bitkisel İlaç Ham Maddeleri Toplantısı Bildiriler 71. Eskişehir. Nicholson, T. (2006). Complementary And Alternative Medicines (Including Traditional Māori Treatments) Used by Presenters To An Emergency Department In New Zealand: A Survey Of Prevalence And Toxicity. Journal
of the New Zealand Medical Association. Vol 119 No 1233.
Nour, A.H., Sulaiman, Z.A., Nour, A. H., Raj, S.T. (2014). A Comparative Study of Lemongrass (Cymbopogon Citratus) Essential Oil Extracted by Microwave- Assisted Hydro distillation (MAHD) and Conventional Hydro distillation (HD) Method, Int. J. of Chem. Eng. and App., 5, 2.
Rather, M.A., Dar, B.A., Shah, W.A., Prabhakar, A., Bindu, K., Banday, J.A., Qurishi,
M.A. (2014). Comprehensive GC–FID, GC–MS and FT-IR spectroscopic analysis of the volatile aroma constituents of Artemisia indica and Artemisia vestita essential oils, Arabian, J Chem, DOI: 10.1016/j.arabjc.2014.05.017
Ruiz, B., Flotats, X. (2014). Citrus essential oils and their influence on the anaerobic digestion process, Waste Manage 34 (11): 2063-2079.
Tulukcu, E. (2007). Rezene. Doğa&Sağlık.Yıl:3 sayı:9.Shf:32-35. İstanbul
Tulukcu, E. (2015). “Aktarlarda Satılan Bazı Tıbbi Bitkilerin Uçucu Yağ Oranları”
11. Poster Bildiri Kitabı. Tarla Bitkileri Kongresi. Çanakkale”
“Tulukcu, E. (2021). Çumra Koşullarında Yetiştirilen Rezene Tohumlarının (Foeneculum vulgare) Uçucu Yağ Oranları. International Anatolian Congress on Medicinal and Aromatic Plants. Malatya.
Tulukcu, E. (2021). Semi Arid Bölgelerde Yetiştirilen Bazı Tıbbi Bitkilerin Uçucu Yağ Oranları Ziraat, Orman ve Su alanında Akademik Çalışmalar. Planatus Yayınları
Şimşek, I., Aytekin, F., Yeşilada, E., Yıldırımlı, Ş. (2002). Anadolu’da Halk Arasında Bitkilerin Kullanılış Amaçları Üzerinde Etnobotanik Bir Çalışma. 14. Bitkisel İlaç Hammaddeleri Toplantısı Bildiriler. Eskişehir
Yücel, E., Tülükoğlu, A. (2000). Gediz (Kütahya) Çevresinde Halk İlacı Olarak
Kullanılan Bitkiler. Çev Kor. Cilt: 9 Sayı: 36, 12-14.”